RUH-EYLEM ve DÜŞLEM

İnsanın yarası ruhunda(n)dır.
En güzel eylem ise düşünmektir.
...
Düşünen insan önünü gören insandır.

Önünü görmeyen insan kördür. Öyle uzaklara bakıp bilmediğin kuyuya bakraç sallamak gaflet ve dalaletten başka bir şey değildir.

Görmekle bakmak arasındaki nüansı iyi belirlemek gerekir.
Ruh felsefenin eşidir.

Felsefe ruha eşlik eder ve yol gösterir.
Felsefe yalnız başına insan hayatını belirlemez.

Bilmek için öğrenmek, öğrenmek için de eylem gerek.

Öğrenmenin temeli çalışmaktır. Çalışmak ise felsefe ile birlikte teorik ve pratik hareketle bireyin beynine ev sahipliği yapar.

Düşünme ve düşüncenin sorumluluğu öğrenmekse öğrenmenin sorumluluğu da farkındalık yaratmaktır.

Tarihsel ve kültürel bilinç toplumsal bir olgudur ve örgütleşmeyi beraberinde getirir.

Örgütleşme, dayanışma ile güvene dayalı kamusal alan yaratmak toplum yararına eylemde bulunmaktır.

Bunun korunması için de çoğulcu düşünce ile koşullar oluşturup vizyon genişleterek insan ve doğa yararına kültürel faaliyetler oluşturmaktır.

Sosyal ve kültürel bilince heyecan katan düşünsel hareketleri eyleme dönüştürmektir.

Tarihi var eden bunların bütünü olup ancak kayıtlara geçtiğinde gelecek nesillere geçmişin varlığı ışık olarak yansıtacaktır.

Sonuç olarak; yaşarken hayata anlam kazandırmak, bunu kitlelere ulaştırmak ve insanlık adına tarihe yön vermektir.

İnsanoğlunun yaradılışı buna meyillidir. Varlığımız ruh, beden ve beyinden ibaret olup bu üçlemenin hakkını vermek boynumuzun borcudur.
.
Zehra Kemaloğlu Öztürk.




Giresunluların Buluşma Adresi sitesinden 03.05.2024 tarihinde yazdırılmıştır.