Maskenin Ölümcül Etkileri de Var

Taktığınız maskelerin ölümcül etkilerinden haberiniz var mı? Maskeyi iki saatten fazla takmayın. Her iki saatte bir maskenizi yenileyin.

Maske takmadan önce burun delikleriniz ve ağız kenarlarınıza uçucu bitkisel yağlar içeren krem sürün. (Viks vs gibi. Maskenizi düzeltmek, ortalamak, sıkıştırmak için kesinlikle ipleri dışındaki alana temas etmeyin. Sadece burnunuzdan nefes alın. Derin nefes almayın.

Maske ile efor gerektiren işler yapmayın. (Koşmayın, hızlı yürümeyin, ağır işlere girişmeyin.) Maske ile klima, havalandırma çalışan kapalı mekanlarda bulunmayın. Bulunduysanız işiniz biter bitmez o maskeyi çıkartın.

Maskelerinizi ve maske takıp çıkartırken kullandığınız eldivenlerinizi evinize, arabanıza sokmayın. Sağlam bir poşete koyup ağzını sıkıca bağlayıp müsait bir ortamda yakarak yok edin. Sakın cebinize, arabanızın torpido gözüne koymayın. Hele boynunuza hiç asmayın.

Ancak bu şekilde maskenizin sizde yaratacağı tehlike ve ölümcül etkileri azaltabilirsiniz…” bu uyarılar maske, sosyal mesafe ve dezenfektan’ kullanımının kişiyi virüs kontaminasyonundan (bulaşmasından) koruyamayacağını ifade eden Dr.Bilgehan Bilge,’ye ait.

“Maske takmak hastalığa yakalanma riskinizi azaltmaz. Ancak hastalığı ne ciddiyette geçireceğinizi belirler” diyen Bilge, konuyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Hiçbir işe yaramayıp, hatta ciddi şekilde tehlikeli olsa da “kanunen” bazı bölge ve yerlerde maske takmanın zorunlu hale getirildiğini , buna da uyulması gerektiğini söyleyen Bilge, maske takmanın tehlikeleri ve alınması gereken önlemler konusunda şöyle konuştu:

Hastalığa yakalanma riskinizi azaltmaz. Ancak hastalığı ne ciddiyette geçireceğinizi belirler. Bu tip virüsler bulaştıkları hastada ya hiçbir bulgu vermeden gelip geçerler, ya da kısa sürede hastayı yoğun bakım ünitesine mahkum ederler. Hastalığı basitçe atlatmak veya bu hastalık nedeni ile ağır bir hastalık tablosu yaşamak arasındaki fark, pek çok faktöre bağlıdır.

Hastalığın şiddetini belirleyen faktörlerden birinin hatta en önemlisinin kişiye bulaşan virüs sayısı olduğuna dikkat çeken Beyin Cerrahı Dr.Bilgehan Bilge, “Yani aynı anda size bulaşan virüs sayısı çok önemlidir. Eğer bu sayı sizin bağışıklık sisteminizin başa çıkabileceği rakamların çok üzerinde ise virüs ordusu bağışıklık sisteminiz üzerinden silindir gibi geçer. dedi.

Maskelerin virüs biriktirdiğinin de bilinmesinin ve düşünülmesinin önemine de değinen Bilge, konuyla ilgili oalarak da şunları söyledi:

ullandığınız maskeler, maske yüzeyinde bir süzgeç gibi virüs biriktirir. Onları ağız ve burun bölgenizde konsantre eder. Yoğunlaştırır. Üstelik virüslerin en sevdiği ılık ve nemli ortam nefesiniz ile sağlanır. Saatler içerisinde maskeniz bir virüs nükleer bombası haline gelir.

Sizlere kanunen ağzınıza takma zorunluluğu getirilen bu bombanın etkisinden nasıl kurtulabilir veya patlamanın şiddetini nasıl azaltabilirsiniz?

– İki saatten fazla takmayın. Her iki saatte bir maskenizi yenileyin.

– Her seferinde maske takarken ayrı, çıkartırken ayrı eldiven kullanın.

– Maske takmadan önce burun delikleriniz ve ağız kenarlarınıza uçucu bitkisel yağlar içeren krem sürün. (Viks vs gibi.)

– Maskenizi düzeltmek, ortalamak, sıkıştırmak için kesinlikle ipleri dışındaki alana temas etmeyin.

– Sadece burnunuzdan nefes alın. Derin nefes almayın.

– Maske ile efor gerektiren işler yapmayın. (Koşmayın, hızlı yürümeyin, ağır işlere girişmeyin.)

– Maske ile klima, havalandırma çalışan kapalı mekanlarda bulunmayın. Bulunduysanız işiniz biter bitmez o maskeyi çıkartın.

– Maskelerinizi ve maske takıp çıkartırken kullandığınız eldivenlerinizi evinize, arabanıza sokmayın. Sağlam bir poşete koyup ağzını sıkıca bağlayıp müsait bir ortamda yakarak yok edin. Sakın cebinize, arabanızın torpido gözüne koymayın. Hele boynunuza hiç asmayın.

Ancak bu şekilde maskenizin sizde yaratacağı tehlike ve ölümcül etkileri azaltabilirsiniz.

Unutmayın!.. Virüs her yerde. Ama tek seferde vücudunuza sirayet edecek virüs sayısı kaderinizi belirler.

Ve unutmayın!.. Özel donanım ve izolasyon kıyafeti giyen laboratuvar çalışanları bile virüse yakalanır.

Ne kadar az virüs, o kadar hafif hastalık ve bağışıklık demektir.

Ağzınızın ötesinde biriktirip, biriktirip büyük lokma yutmayın.

Sosyal mesafeye dikkat edin.

Bu dikkat elbette sizi virüs bulaşmasından kurtarmaz. Bu saçma bir kuraldır.

Ama sosyal mesafe konusunda histerik hale getirilmiş ve paranoya zirvelerinde dolaşan insanların saldırılarına karşı sizi korur.

Gittiğiniz köy körse bir gözünüzü kapatın.

Başka ne yapabilirsiniz?

Temizliğiniz önemli.

Virüs sayısını düşüren en basit ve etkili yol “doğal sabun ve su’dur. “

Dezenfektanlar tehlikeli kimyasallar içerir.

Basit bir şekilde atlatabilme ihtimalinizin çok yüksek olduğu bir hastalıktan kaçarken ağır ve tedavisi olmayan dezenfektan yan etkilerine yakalanırsınız.

Başka?

Savunma sisteminizi destekleyin.

– Yüksek moral. (Sevdiğiniz müzikleri dinleyin, tartışmadan uzak durun, film izleyin, roman okuyun, doğayı seyredin, sevdiğiniz kokular kullanın..)

– Karbonhidrat ve yağlı tohumlardan uzak durun. Taze sebze, meyva tüketin ama atalarınızın yemediği bitki ve meyvalardan uzak durun.

– Kolesterolünüz (hem HDL, hem LDL) yüksek olsun. Kolesterol yükseltici gıdalardan sakın uzak durmayın.

– Temiz hava alın, Yaşadığınız ortamı sık sık havalandırın.

– Her gün mutlaka en az 15 dakika ,saat 10-15:00 arası doğrudan güneş ışığı ile kollarınızı, bacaklarınızı yıkayın.

– Gerekirse A,D,E, K ve B12 vitamini içermeyen takviye vitamin alın. ADEK ve B12 vücutta birikir ve toksiktir. Normal bir beslenme içerisinde size yeter miktar vardır.

– Her gün egzersiz yapın. Hiçbir şey yapamıyorsanız ev içinde bol bol dolaşın,

Benden bu kadar.

Virüs’den asla kaçamayız.

Önemli olan ya asemptomatik ya da hafif atlatabilmek.

Bu konuya odaklanın.

https://www.haberekranda.com/2020/05/13/taktiginiz-maskelerin-olumcul-etkilerinden-haberiniz-var-mi/?fbclid=IwAR2HMT2FLyNE6ji82Jj2kP1ySb3Rn_2gV0AqMEMF33ttk3VZ6mYprZW4-1k

Giresunluların Buluşma Adresi sitesinden 23.11.2024 tarihinde yazdırılmıştır.